Atlantis Kayıp Kıta Efsanesinin Bilinmeyen Gizemleri

Atlantis Kayıp Kıta Efsanesinin Bilinmeyen Gizemleri

M.Ö. 'ki zamanlarda Atina'lı Devlet Adamı, milletvekili ve lirik şairi Solon'un Mısır'lı papazlardan Atlantis'in hikayesini dinlediği iddia ediliyordu. Atlantis ilk kez 2000 yıldan uzun bir zaman önce Yunan filozofu Plato tarafından tanımlandı. Birçok insan hikayenin Plato tarafından siyasete ilişkin teorilerini göstermek için yarattığı bir efsane olduğuna inanırlarken diğerleri ise hikayenin gerçek bir tarihi felaket sonucu olduğunda ısrar ettiler. Platon'un M.Ö.360 yıllarında yaptığı açıklamaya göre Atlantis, Atlantik'deki önemli bir deniz kuvvetiydi. Kara parçası olarak Antik Libya ve Küçük Asya olarak tabir edilen modern Türkiye toplamından daha büyüktü. Platon'un hesabı Atlantis'in ayrıntılı açıklamalarını içeriyordu. Kuzeyde ve sahil boyunca dağlar uzanıyor, güneyde ise düz bir alan bulunuyordu. Kralları, deniz tanrısı Poseidon'un soyundan geliyordu; ölümlülerle soyutlandıklarında ilahi soyları seyreltildi. M.Ö. 9600 yılına kadar ada, Batı Avrupa ve Afrika'yı fethetti ve düşmanlarını köleleştirdi. Atina'yı istila etmek için başlattıkları girişimin başarısız olmasıyla tüm ada tek bir günde denize indi.

Yüzyıllar boyunca akademisyenler, gerçek antik süper güç olduğuna inanılan Atlantis'i bulmaya çalıştılar. En makul teorilerden biri, Plato'nun Girit ve komşu ada Santorini'deki Minos uygarlığının M.Ö. 1600 civarında devasa bir volkanik patlamayla harap olmalarıdır. Bazıları ise, Atlantis efsanesinin, M.Ö. yaklaşık  5000 yıllarında yaşanan Karadeniz sellerinden esinlenildiğini düşünüyor. Bu Eski Ahit'te çıkan sel hikayelerinden üretilmiş olabileceğini ortaya koyuyor.

Bir Atlantis Hikayesi

11000 yıl kadar önce Atlantik Okyanusunun ortasında, soylu ve güçlü bir ırkın yaşadığı bir ada ülkesi vardı. Bu ülkenin insanları, adaları boyunca bulunan doğal kaynaklar sayesinde bir çok zenginliğe sahiplerdi. Ada, ticaret için çok iyi bir konumda bulunan merkezdi. Bu toprağın yöneticileri, kendi adalarının insanları üzerinde ve ayrıca Afrika ve Avrupa kıtalarında da söz sahibi oldu.
Atlantis, deniz tanrısı Poseidon'un etki alanıydı. Poseidon ölümlü bir kadın olan Cleito'ya aşık olduğu zaman, adanın ortasında bir tepenin üstünde konut oluşturdu ve konutu kendisini korumak için su ve toprak halkaları ile çevreledi.
Cleito, Atlantis'in ilk yöneticileri olan beş takım ikiz erkek doğurdu. Ada kardeşler arasında bölündü. Atlantis'in ilk Kralı Atlas, merkezi tepe ve çevresindeki alanlarda kontrolü ele geçirdi. Merkezdeki tepenin üst kısmına Poseidon'u onurlandırmak için bir tapınak inşa edildi. Tapınağa da Poseidon'un kanatlı bir atın çektiği arabadan altın bir heykeli dikildi. Bu tapınakta Atlantis'in yöneticileri yasaları tartışmaya ve kararları vermek için çalıştılar. Poseidon'a övgüler ihmal edilmiyordu. Seyahat ve ticareti kolaylaştırmak için, denize 9 km uzanan kara ve su halkaları yapıldı.
Atlantis Şehri, dıştaki su halkasının hemen dışındaki 1.7 km'lik bir çember boyunca ovaya yayılmış durumdaydı. Burası nüfusun çoğunluğunun yaşadığı yoğun bir alandı.
Kentin ötesinde 530 km uzunluğunda ve 190 km genişliğinde bereketli bir ova yatıyordu, dağlardan, nehirlerinden ve derelerden su toplamak için başka bir kanalla çevreleniyordu. Burada iklim her yıl iki hasat yapabilecek durumdaydı.
Kuzeydeki ovanın etrafında gökyüzüne çıkan dağlar vardı. Köyleri, gölleri, nehirleri ve çayırları dağlarda noktalanıyordu. Hasat'ın verimli olduğu adada her türlü ot, meyve ve fındık gibi ürünlerde elde edilebiliyordu. Filler de dahil olmak üzere bir sürü hayvan adada yaşıyordu. Atlantisliler nesiller boyu basit ve erdemli bir hayat yaşadı. Ama yavaş yavaş değişmeye başladılar. Aç gözlülük ve güç onları bozmaya başladı. Zeus Atlantislilerin ahlaksızlığını görünce uygun bir ceza belirlemek için diğer tanrıları topladı. Daha sonra şiddetli dalgalanmalar sonucunda Atlantis adası, halkı ve anıları deniz tarafından yutuldu...

Atlantis Hakkında İddialar

Atlantis sonunda bir depremle yıkıldı.
Diğer ülkelerle yoğun ticaret yaptılar.
Ada çok yoğun bir ormanlık alandı.
Adada çok sayıda fil vardı.
Adada kestane ağaçları vardı.
Ordunun savaş arabaları vardı.
Arazi 10 krallığa bölündü ve krallıklar birbirleriyle savaşmayacaklardı. Fakat sonunda hırs ve açgözlülük buna engel oldu.

Bu yazımıza da bir göz atın >>> Filistin'in Efsane Lideri Yaser Arafat Zehirlendi Mi?
Bu yazımıza da bir göz atın >>> KIZIL KANATLAR OPERASYONU
Bu yazımıza da bir göz atın >>> Avrupa'yı Titreten HUN İmparatoru ATTİLA

Video olarak izleyebilirsiniz ve kanalımıza ziyaret edebilirsiniz; http://goo.gl/Ub8hz8