Akrep İstilası: Katar'ın Dünya'daki Geleceği

Akrep İstilası: Katar'ın Dünya'daki Geleceği

arap krizi


Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Maldivler geçtiğimiz günlerde terörizme destek verdikleri suçlamasıyla Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiler.

Katar cephesinden de yanıt gecikmedi. Katar Dışişleri Bakanlığı, iddiaların asılsız ve haksız temeller üzerine kurulduğunu söyleyerek suçlamaları reddetti.

Başkenti Doha olan Katar’ın tek kara sınır komşusu Suudi Arabistan olup diğer tarafları Basra Körfezi ile çevrili. Kuzeybatısında Bahreyn, batı ve güneyinde Suudi Arabistan, doğusunda Birleşik Arap Emirlikleri ve kuzeyinde İran bulunuyor.

Katar’da Muhammed al Sani’nin torunu şu anda yönetimin başında. Muhammed al Sani 1852’de, daha sonra ve kesin olarak 1871’de Osmanlı Devleti’ni ülkesine davet etmiş ve Türklerin egemenliklerini kabul etmiştir.

Osmanlı ve Katar arasındaki ilişkiler 1913’de sona erdi. 1940’a kadar balıkçılık ve diğer sektörlerle geçimini sağlayan ülkede petrol 1940’da keşfedildi.
Petrolün değerlenmesinin ardından kısa süre sonra Katar’da yaşam standartları bir anda yükseldi. Fakat 1915’de İngiltere işgalinde oldukları için bağımsızlıkları 1971’e kadar sürdü.

Katar problemi daha gün yüzüne çıkmadan önce Katar lideri Emir Şeyh Tamim Bin Hamad Al-Thani ABD'nin İran'a karşı tutumunu sorgulamış hatta bazılarına göre bu sorgulama sert bir eleştiri anlamı kazanmıştı. Daha sonra Katar ve ABD arasında küçük gerginliklerin başladığı dünya basınında yer buldu.
Katar bu durumun siber saldırı sonrasında yanlış anlaşıldığını savunsa da Körfez ülkelerinde ki medya organları Katar liderinin eleştirilerinin gerçek olduğunu düşünüyorlar.

Katar suçlamaların yanlış olduğunu iddia etmesine karşın, komşuları onları bölgedeki siyasal islamcılara destek vermekle suçlamaya devam ediyor. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından yasadışı bir grup olan Müslüman Kardeşler örgütüyle sıkı ilişki içinde oldukları vurgulanıyor.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, 2014 yılında Katar Muhammed Mursi'ye destek verince Doha'daki büyükelçilerini geri çağırmışlardı. 8 ay sonra, Katar bazı önemli Müslüman Kardeşler üyelerini ülkeden gönderince diplomasi normale döndü ve elçiler geri geldi.
Olaylar başladıktan sonra ise bazı ülkelerin tepkileri şöyleydi; ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, başlayan krizin bölgede veya dünyadaki terörle mücadele konusunda etkili olmayacağını savundu ve tüm tarafları anlaşmazlıkları gidermeye çağırdı. Ayrıca ABD'nin bu konuları ele alma konusunda yardımcı olabileceğini söyleyerek birlikteliğin bozulmaması tavsiyesini verdi. Tabi daha sonra Katar ABD'den 12 milyar dolarlık savaş uçağı almak zorunda kaldı.

Suudi Arabistan ve diğer ülkeler hala daha Katar'ın uluslar arası teröre büyük destekler verdiğini savunuyor. Mısır ise Katar'ı Arap birliği için bir tehdit olarak gördüklerini söylüyorlar. Ortadoğu'da bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'de Katar'dan yana tavır aldı. Katar'daki Türk üssü için Türkiye hiçbir masraf yapmadı. Bütün masraflar ve Mehmetçiğin orada görev yaptığı süre boyunca giderleri Katar hükümeti tarafından karşılanacak.

Katar'ın ABD-Suudi Arabistan cephesinin hedefinde olduğu bir ortamda Katar'ı korumak için Mehmetçik bölgeye ulaşmış durumda. Monarşi ile yönetilen Katar’ın 1995’den sonra 18 yıl emirliğini yapan Şeyh Hamad bin Halife Al Tani yetkilerini 2013 yılında oğlu Şeyh Temim bin Hamad Al Tani’ye bırakmıştı. Dünyanın ilk Arapça uluslar arası uydu kanalı Al Jazeera ile prestijini artıran Şeyh Hamad döneminde Katar, doğalgaz üretimine başladı ve ülke ekonomisi önemli gelişme kaydetti. Ülke şu anda 25 trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle dünyada dördüncü sırada, ihracatında ise dünya üçüncüsüdür.

Yaklaşık 2 milyon nüfuslu Katar, artan petrol fiyatları ve sahip olduğu doğalgaz rezervleri sayesinde kişi başına düşen gelire göre dünyanın en zengin ülkesi olarak biliniyor.
Katar’da neredeyse nüfusun tamamı İslam dinine mensup ve resmi dil Arapça. Bunun yanı sıra zenginlikten kırılıp geçilen ülkede hastaneden Üniversite’ye kadar birçok eğitim ve hizmet alanı ücretsiz.

Körfez İlişkileri Enstitüsü Kurucusu ve Direktörü Profesör Ali el Ahmed, Suudi Arabistan'ın, diplomatik ilişkilerini kestiği Katar'a ‘tam ölçekli bir istilaya' hazırlık içinde olduğunu savundu.
Suudi Arabistan'ın son kararının, Katar'ı istila ederek zenginliğini ele geçirme hedefinin bir başlangıcı olabileceğini söyledi.

Ahmed, "Katar sınırı yakınında Suudi ordusunun hareketlendiğine dair bilgiler aldım. Suudiler, hazırlanıyorlar" dedi. Ahmed şöyle konuştu: "Yemen'deki bombardımanın sıklığına bakın… Esas işaret, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki isyancı güçlere karşı düzenlediği hava saldırılarının sayısındaki ciddi düşüş veya durma olacaktır. Bu, Suudilerin Katar'a karşı ani bir hamle yapmak için güçlerini yığdığının bir göstergesi olur."

Suudilerin iki amacı olduğunu dile getiren Ahmed, "Birincisi, Katar'ı köle benzeri itaatkar bir ilişki içine sokmak. İkincisi, Suudiler Katar'ın devasa nakit rezervini izliyor. Onu istiyorlar" ifadelerini kullandı. Ahmed, Trump'ın Suudi Arabistan'dan yeni finansal taleplerde bulunduğunu, bu sebeple de paraya ihtiyaçları olduğunu sözlerine ekledi. Öte yandan Katar'a yaptırım uygulamaya başlayan ülkeler taleplerini de gün yüzüne çıkarmaya başladılar. Suudi Arabistan'ın başı çektiği Arap ülkeleri Katar'a yolladıkları listede Türk askerinin konuşlandırıldığı El Rayyan Askeri Üssünün kapatılmasını talep etti. Türk Askeri Üssü için maddede şu yazı dikkat çekti; "Yakın zamanda kurulan Türkiye'nin askeri üssünü kapatın. Katar toprakları içinde Türkiye'yle askeri iş birliğine son verin."
Katar'a İletilen Diğer Taleplerden Bazıları DA Şunlar; İran'la diplomatik ilişkileri kes ve İran'daki ofislerini kapat. İran Devrim Muhafızları üyelerini Katar'dan gönder. İran'la askeri işbirliğini sonlandır. İran'la ticarette ABD yaptırımlarına uy.

Müslüman Kardeşler, DEAŞ, El Kaide ve Lübnan Hizbullah'ı gibi 'terörist organizasyonlarla' ilişkini bitir. Resmi olarak bu yapıları terörist ilan et. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn tarafından aranan teröristleri teslim et. Mal varlıklarını dondur. Hareketleri ve finansal durumları ile ilgili istenen bilgileri paylaş. Başka ülkelerin içişlerine karışmayı kes. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn vatandaşlarına Katar vatandaşlığı verme. Katar vatandaşlığı bulunanların kendi ülkelerinin yasalarını ihlal etmeleri durumunda pasaportlarını iptal et.

Taleplerin kabulünden sonra ilk yıl için aylık denetimlere razı ol. İkinci yılda her çeyrekte, takip eden 10 yılda ise yıllık denetimleri kabul et. Tüm talepler Katar'a ulaştıktan sonra 10 gün içerisinde kabul edilmezse, talep listesi geçersiz olacaktır. Bu döküman, Katar'ın talepleri kabul etmemesi durumunda ülkelerin ne yapacağını açıklamaz.

Ortadoğu'da herhangi bir uzlaşı yolu bulunmazsa bölge belki de dünya bu ateşten payını düşeni alacak gibi duruyor.

Yeniden Çift Kutuplu Dünya Düzenine Hoş geldiniz.


Yorumlar

Popüler Yayınlar